ÜNİTE 7-ÜLKELER ARASI KÖPRÜLER
İKİ KURŞUN VE 20 MİLYON ÖLÜ
XX. Yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti:
Osmanlı Devleti, XX. yy'a gelindiği zaman siyasî ve askeri üstünlüğünü kaybetmiş ve ayakta kalabilmek için uluslararası denge siyaseti izlemiştir.
Avrupa'da ortaya çıkan Fransız İhtilali, Sanayi İnkılâbı Osmanlı Devleti’ni olumsuz etkilemiştir. Fransız İhtilali ile birlikte milliyetçilik akımları, Osmanlı Devleti’ndeki azınlıklar arasında yayılmış ve Osmanlı içerisinde birçok ayaklanma çıkmıştır.
Sanayi İnkılâbı ile Avrupa'da fabrikalar kurulmuş üretim artmış, mallar hızla ve ucuz bir şekilde piyasaya sürülmüştür. Üretilen malları satmak için pazar arayışına gidilmiş ve böylece sömürgecilik yarışı başlamıştır. Bu durumda Osmanlı Devleti hammadde ve pazar açısının önemli bir konumdaydı. Osmanlı Devleti'ne giren ucuz mallar Osmanlı ekonomisini: olumsuz etkilemiştir. Sömürgecilik, bir devletin başka milletleri, toplulukları siyasi ve ekonomik egemenliği altına alarak güçlenmek istemesi
Osmanlı Devleti dünyadaki ekonomik gelişmelere ayak uyduramamıştır. Kapitülasyonların sürekli hale gelmesinden sonra ekonomik olarak dışa bağımlı hale gelinmiştir.
Osmanlı Devleti askeri, ekonomik ve siyasi alandaki çöküşü önlemek için Tanzimat ve Islahat Fermanları yayınlanmış fakat başarı elde edilememiştir. Bunun yanında 1876 yılında 1. Meşrutiyet, 1908 yılında II. Meşrutiyet ilan edilmiştir. Meşruti yönetime geçişin tam anlamıyla sağlanamaması, ülke içerisinde karışıklıklara neden olmuştur. Bu karışıklıklardan yararlanan Avusturya, Bosna-Hersek'i işgal etmiş, Bulgaristan bağımsızlığını ilân etmiş, İtalya ise Trablusgarb'ı işgale başlamıştır.
Trablusgarb Savaşı (1911-1912)
Uşi Antlaşması (1912):
Trablusgarb ve Bingazi İtalyanlara bırakılmıştır. Böylece Osmanlı Devleti, Kuzey Afrika'daki son toprağını da kaybetmiştir.
BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913)
I. BALKAN SAVAŞI
Londra Antlaşması (1913)
• Midye-Enez hattının batısında kalan topraklar, Balkan devletlerine bırakılmıştır.
II. BALKAN SAVASI
Osmanlı devleti, kaybetmiş olduğu Edirne ve Kırklareli'ni geri almıştır.
II. BALKAN SAVAŞI’NDAN SONRA YAPILAN ANTLAŞMALAR
Bükreş Antlaşması (10 ağustos 1913)
İstanbul Antlaşması (10 eylül 1913)
Atina Antlaşması (14 kasım 1913)
Balkan Savaşlarının Genel Sonuçları
Osmanlı Devleti Balkan topraklarındaki hâkimiyetini kesin olarak kaybetti.
Bugünkü batı sınırımız büyük ölçüde belli oldu.
I. DÜNYA SAVAŞI(1914-1918)
Savaşın Sebepleri
1. Sömürge rekabeti: Sanayi İnkılabı sonucunda gelişen sömürgecilik anlayışı ile devletlerin hem sanayileri için gerekli olan ham maddeyi bulmak hem de ürettikleri malları satmak için sömürge arayışına başlamaları,
2. Almanya - Fransa çekişmesi: Fransa'nın 1871 yılında Almanya'nın eline geçen taş kömürü yataklarıyla ünlü Alsas - Loren bölgesini geri almak istemesi,
3. Balkanlardaki çekişme: İngilizlerin Balkanlarda Rusları serbest bırakması ve Rusya'nın Panslavizm politikası ile Avusturya - Macaristan imparatorluğu içerisinde yaşayan Slav ve Ortodoks asıllı milletleri kendi yanına çekmek istemesi,
4. Devletlerarası bloklaşma: Avrupa devletlerinin çıkarları doğrultusunda kendi aralarında bloklaşmalarıdır.
Bunlar;
• Üçlü İtilaf (Anlaşma) Devletleri: İngiltere, Fransa, Rusya,
• Üçlü İttifak (Birleşme) Devletleri: Almanya, Avusturya - Macaristan imparatorluğu İtalya'dır.
Savaşın Başlaması ve Gelişmesi
I. Dünya Savaşı'nı başlatan olay, 28 Haziran 1914'te Saraybosna'yı ziyaret eden Avusturya - Macaristan veliahdının, bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesidir. Bunun üzerine, 28 Temmuz 1914'te Avusturya, Sırbistan'a savaş ilan etti. Böylece I. Dünya Savaşı fiilen başlamış oldu Bunun üzerine Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa savaşa girdiler, İtalya önce tarafsız kaldı sonra da itilaf Devletlerinin yanında savaşa girdi.
OSMANLI DEVLETİ KİMİN YANINDA
Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesini istemeyen İtilaf Devletleri bu nedenle Osmanlı Devleti'ne kapitülasyonları kaldırmayı ve ekonomik alanda yardım etmeyi vaadettiler. Ancak Almanya, Osmanlı Devleti'nin kendi yanında savaşa girmesini sağlamak amacıyla Osmanlı devlet adamları ile gizli görüşmelere başladı.
Osmanlı Devleti savaşın başlamasıyla birlikte tarafsızlığını ilan etti. Trablusgarp ve Balkan Savaşlarından yenik çıkan Osmanlı Devleti yeni bir savaşa hazır değildi.
Osmanlı Devleti'nin Savaşa Girmesinin Sebepleri
1. Kaybettiği yerleri geri almak istemesi,
2. İngiliz, Fransız ve Rus sömürgesi altında yaşayan Müslüman milletleri bağımsızlıklarına kavuşturmak istemesi,
3. Siyasi yalnızlıktan kurtulmak istemesi,
4. İngiltere, Fransa ve Rusya'nın Osmanlı Devleti'ne karşı düşmanca politikalar izlemesidir.
Osmanlı Devleti'nin Almanya yanında savaşa katılmasında;
1. Savaşa Almanya'nın yanında girerse önemli kazançlar elde edeceğini düşünmesi,
2. Osmanlı subaylarının Almanya'ya duydukları hayranlık etkili oldu.
3- 2 Ağustos 1914'te Osmanlı Devleti ile Almanya arasında gizli bir antlaşma yapıldı. Daha sonra Goben ve Breslav zırhlılarının Türk sularına sığınarak Rus limanlarını bombalamaları üzerine Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'na resmen girmiş oldu (12 Kasım 1914).
Osmanlı Devleti'nin Savaştığı Cepheler
Kendi Sınırları İçinde
Kendi Sınırları Dışında
- Kafkas Cephesi
- Kanal Cephesi
- Irak Cephesi
- Çanakkale Cephesi
- Hicaz - Yemen Cephesi
- Suriye - Filistin Cephesi
- Makedonya Cephesi
- Galiçya Cephesi
- Romanya Cephesi
Mustafa Kemal I. Dünya Savaşı'nda sırasıyla Çanakkale Cephesi, Kafkas Cephesi ve Suriye Cephesi'nde görev almıştır.
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Yıl 1915. İngiltere'nin başını çektiği İtilaf kuvvetleri, Çanakkale boğazını zorlayarak İstanbul'u işgal etmek, Rusya’ya yardım sağlamak ve savaşı kısa yoldan bitirmek amacıyla harekete geçerler.
18 Mart 1915’teki deniz harekâtında hüsrana uğrayan İtilaf Devletleri 25 Nisan günü GeliboluYarımadası'na asker çıkarırlar ve sekiz buçuk ay sürecek kara muharebeleri başlamış olur.
15 Şubat: Kraliyet donanması Kumkale'den saldırıya geçti.
18 Mart: Müttefik devletler, mayınlara çarpmak suretiyle altı gemisini kaybetti.
25 Nisan: Anzak askerleri hücuma geçti.
6 Ağustos: Müttefik devletler yeniden saldırıya geçti.
Müttefik devletler Çanakkale Boğazını geçeceklerine ve hedeflerine ulaşabileceklerine inanıyorlardı.
Tarihin belki de en kanlı, en dramatik ve Türklerin kahramanlık destanlarıyla dolu bu savaşlar, İngiliz, Avusturalyalı, Yeni Zelandalı ve Fransız birliklerinin amaçlarına ulaşamayıp geri çekilmeleriyle son bulur.
19 Mayıs 1915 tarihinde Anzak Cephesini yarmak için başlattığımız cephe saldırısı ve Avustralyalıların, Boyun mevkiini ele geçirmek için 7 Ağustos 1915 tarihinde yaptıkları karşı saldırı savaşların en ölümcül olaylarıdır.
Tarihin en büyük savunma savaşlarından biri Gelibolu Yarımadası'nda yapıldı. Genç, Tümen komutanı Mustafa Kemal'in azmi düşmana ilerleme imkânı vermedi. 25 Nisan 1915ten itibaren yan düşman saldırılarına karşı 19.Tümen Komutanı Mustafa Kemal önce Arıburnu sonra Conkbayırı, Kireçtepe ve Anafartalar’da düşmanı yenilgiye uğrattı. Bu zaferler Arıburnun'da Mustafa Kemal'in ‘’Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar gelebilir." emriyle bütünleşen Türk askerinin eseridir.
Çanakkale Savaşı'nın Nedenleri
İtilaf Devletleri'nin, zor durumda bulunan Rusya'ya erzak ve cephane yardımını boğazlar yoluyla sağlamak istemesi.
İstanbul’u alarak Osmanlı Devleti’nin savaş dışı bırakılmak istemesi.
Balkan Devletleri’ni kendi yanlarında savaşa sokarak Balkanlarda Almanlara karşı yeni bir cephe açmak istenmesi.
Çanakkale Savaşı'nın Sonuçları
Dünya Savaşı'nın uzamasında etkili oldu.
İngiltere ve Fransa'dan yardım alamayan Rusya'da karşılıklar çıktı. Çarlık Rusyası yıkıldı.
Mustafa Kemal'in Türk halk tarafından tanımasına neden oldu.
Bu zafer, kurtuluş savaşımızın güç kaynağı oldu
1914'te başlayan I. Dünya savaşı dört yıl sürdü. Amerikan kuvvetlerinin savaşa girmesiyle Almanların batı cephesi çöktü. Böylece Almanya, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti’nin içinde yer aldığı İttifak Devletleri yenildi.
I. Dünya Savaşı’nın Sonuçları:
ABD'nin savaşa girmesi ile savaş, İtilaf Devletleri lehine sonuçlanmıştır.
Milyonlarca insan hayatını kaybetmiş, dünya barışı tehlikeye girmiştir.
Avusturya-Macaristan, Osmanlı Devleti,Rus Çarlığı Alman İmparatorluğu yıkıldı.İmparatorlukların yerine milli devletler kuruldu.
Litvanya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, Türkiye devletleri kuruldu,
Dünya barışını korumak için Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kuruldu,
Dünyaya faşizm, sosyalizm gibi düşünce akımları yayılarak, yeni yönetim şekilleri ortaya çıkmıştır.
Dünyadaki siyasi ve askeri güç dengeleri değişmiştir.
Dünya Savaşı'ndan en karlı çıkan devletler İngiltere ve Fransa oldu,
DÜNYA BARIŞI NASIL KORUNACAK?
Wilson İlkeleri (8 Ocak 1918)
Wilson ilkeleri görünürde dünya barışını sağlamaya yöneliktir. Fakat sömürgeci devletler bu ilkeleri kendi lehlerine çevirmişlerdir. Bunun yanında Wilson ilkelerine uymayarak, kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmişler ve dünya barışını tehlikeye sokmuşlardır.
Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919)
• I. Dünya Savaşı sonucunda, yenilen devletlerin durumlarını görüşmek ve yapılacak olan barış antlaşmalarının esaslarını tespit için konferans düzenlenmiştir.
• Bu konferansta barış görüşmelerinin yapılması beklenirken, Osmanlı Devleti'nin toprakları paylaşılmış, Batı Anadolu toprakları, Yunanistan'a bırakılmıştır.
Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)
• Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşından yenik çıktıktan sonra, ölüm fermanı olan Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır.
• İtilaf Devletleri savaş devam ederken, Osmanlı Devleti'nin topraklarını kendi aralarında paylaşmışlardı. Artık Mondros Antlaşması ile birlikte, Osmanlı Devleti'nin toprakları resmen işgale hazır hale gelmiştir.
İtilaf Devletleri'nin, bu ateşkes antlaşmasından sonra Anadolu'yu işgallere başlaması asıl emellerini ortaya koymuştur.
I. Dünya Savaşı Sonunda Yapılan Barış Antlaşmaları
Versay Antlaşması: Almanya ile İtilaf Devletleri arasında
Sen Jermen Antlaşması: Avusturya ile İtilaf Devletleri arasında
Nöyyi Antlaşması Bulgaristan ile İtilaf Devletleri arasında
Triyanon Antlaşması: Macaristan ile İtilaf Devletleri arasında
Sevr Antlaşması: Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanmıştır.(10 Ağustos 1920)
ÖNEMLİ! Ancak İtilaf Devletleri I. Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti’ni aralarında nasıl paylaşacaklarına karar veremediklerinden Sevr Antlaşması hazırlanıncaya kadar ön antlaşma olan Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzaladılar.
DÜNYADA NELER OLUYOR?
Küresel ısınma:
İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi oluşturması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma denir.
Küresel ısınmanın nedenleri:
Küresel ısınmanın sebebi sera gazlarının gereğinden fazla atmosfere salınarak daha fazla ısının atmosferde tutulmasıdır. Dünyanın yüzeyi güneş ışınları tarafından ısıtılıyor. Dünya bu ışınları tekrar atmosfere yansıtıyor ama bazı ışınlar su buharı, karbondioksit ve metan gazının dünyanın üzerinde oluşturduğu doğal bir örtü tarafından tutuluyor. Bu da yeryüzünün yeterince sıcak kalmasını sağlıyor. Ama son dönemlerde fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma, hızlı nüfus artışı ve toplumlardaki tüketim eğiliminin artması gibi nedenlerle karbondioksit, metan ve diazot monoksit gazların atmosferdeki yığılması artış gösterdi. Bilimadamlarına göre işte bu artış küresel ısınmaya neden oluyor.
Küresel Isınmanın Etkileri
- Okyanuslar ısınıyor
- Buzullar eriyor
- Deniz seviyesi yükseliyor
- Orman yangınları artıyor
- Kurak dönemler artıyor
- Sulak alanlar kuruyor
- Kış sıcaklıkları artıyor
- İlkbahar erken geliyor
- Bitkiler erken çiçek açıyor
- Göç dönemleri değişiyor
- Yaşam alanları farklılaşıyor
- İnsanlar aç kalıyor
- Hayvan ve bitki türleri yok oluyor
- Hastalıklar artıyor
Küresel ısınmaya karşı alınabilecek önlemler
- Su: Tatlı suyu kirleten kimyasallar kullanmayın
- Tarım-Gıda: Organik tarımla eldeedilen ürünleri tercih edin
- Temizlik: Temizlik ürünleri alırken doğaya zarar vermeyen ürünlerü tercih edin
- Enerji: Enerji kaynaklarını tasarruflu kullanın
- Ulaşım: Toplu taşıma araçlarını kullanın, kısa mesafede yürüyün.
- Ambalaj: Geri dönüşümü olan cam ve kağıttan yapılanları tercih edin
- Sağlık: Hastalandığınızda doğru zamanda gerektiği kadar ilaç kullanın
- Kozmetik: Ozon tabakasına zarar veren gazları içeren kozmetik ürünlerini kullanmayın
- Zehirli kimyasallar: Sentetik maddelerden yapılmış ürünler yerine doğal ürünlerden yapılmış olanları kullanın.
NEDEN YAŞATMALIYIZ? İNSANLIĞIN ORTAK MİRASLARI
Miras, nesilden nesile gelecek kuşaklara aktarılan maddi ve manevi her şeydir.
Düşünce, sanat ve edebiyat ürünü, doğal zenginlikler, tarihi eserler ve bilim insanlığın ortak mirası olarak değerlendirilir. Bilimsel, sanatsal ve teknolojik ürünler sadece ortaya çıktığı toplumun değil, bütün insanlığın malıdır. Bir toplumda ortaya çıkan ürünler, kültürler arası etkileşim yoluyla bütün toplumlara yayılır. Bu nedenle ürünler insanlığın ortak mirası olarak değerlendirilir.
İnsanlığın ortak miraslarından bazısını ele alalım.
A) İnsanlığın Sanat Mirası
İnsanların; doğayı, düşünce ve duyguları kendinden bir şeyler katarak ortaya koymuş olduğu özgün ürünlere sanat denir. Roman, öykü, tiyatro, mimari, müzik vb. sanat dalları vardır.
Sanat anlayışı İlk Çağdan günümüze kadar gelişme göstermiş ve gelişmeye devam etmektedir. İlk olarak insanlar mağara duvarlarına resimler çizerek sanat eserleri ortaya koymuşlardır. Hindistan, Anadolu, Mezopotamya ve Çin Uygarlıkları dönemindeki sanatsal faaliyetler diğer kültürleri de etkilemiştir.
Türkiye'de, çevremize baktığımız zaman Anadolu Selçuklu devleti ve Osmanlı devleti döneminden kalan mimari eserleri görmekteyiz. Bu yapılar, bizlere kalmış olan miraslardır. Bizlere düşen görev bu eserleri korumaktır.
B) İnsanlığın Düşünce Mirası
İnsanlar, doğaya hakim olmak için mücadele ederken çevresindeki olayları iyi gözlemleyerek, olaylar arasında ilişki kurmuştur. Bu gözlemlerden etkilenerek düşünce hayatı gelişmeye başlamıştır.
İlk Çağ, Orta Çağ ve Yeni Çağ'daki yetişen bilim adamları düşünce hayatının gelişiminde önemli rol oynamışlardır.
İlk Çağ'da; Tales, Sokrat, Konfüçyüs, Buda, Heraklit ve Aristo gibi bilim adamları yetişmiştir.
Birunu, İbn-i Sina, İbn-i Rüşd, Harezmi, İmam Gazali ise İslam bilim adamlarıdır.
15. ve 16. yy'da Avrupa'da görülen Rönesans ve Reform hareketleri, Avrupa'nın düşünce yapısını değiştirmiştir. Aydınlanma Çağı ile insanlar pozitif bilimlere yönelmiş ve skolastik düşünce önemini yitirmiştir. Avrupa'daki bu gelişmeler, bütün dünyayı etkilemiştir.
C) İnsanlığın Bilim Mirası
Dünyada varolandan yola çıkarak, deney ve gözlem yoluyla neden-sonuç ilişkisi içersinde incelenilerek ulaşılan kurallı bilgiler topluluğuna bilim denir.
Bilim İlk Çağ’dan itibaren gelişmeye başlamıştır. Babiller'de görülen Astronomi ve Matematik alanındaki çalışmalar bütün dünyayı etkilemiştir.
Pascal, Dekart, Kopernik, Kepler, Galileo, Newton gibi bilim adamları Yeni Çağ’da yetişmiştir. Bu bilim adamları insanlığın ortak mirası olan bilime önemli katkılarda bulunmuşlardır.
D) İnsanlığın Edebiyat Mirası
Olayların, düşüncelerin, duyguların ve hayallerin yazı dili aracılığıyla şekillendirilmesine edebiyat denir.
Şiir, öykü, roman, tiyatro oyunları vb. edebiyat ürünleridir. Geçmişten günümüze dek uzanan ilk edebiyat ürünleri destanlardır. Gılgamış Destanı, Oğuz Kağan Destanı, İlyada ve Odesa gibi...
Ortak Mirasın Önemi
Bilim, sanat, edebiyat ve düşünce ürünlerinden oluşan ortak miras tarih içinde farklı toplumların katkısıyla oluştu. Toplumların ortaya koyduğu ürünler ve değerler üretildiği toplumla sınırlı kalmadı, bütün toplumlara yayıldı.
Ortaya konan ortak miras ürünleri aynı zamanda bütün insanlığa yarar sağlamakta, toplumların gelişmesine katkıda bulunmaktadır.
Ortak mirastan yararlanma onu özenle korumaya bağlıdır. Yaşayan kuşaklar ortak mirastan yararlanırken, onu korumakla da sorumludurlar.
Ortak Miras Özellikleri
Geçmişten günümüze kadar, süregelen insanların birikiminden oluşur.
Ortaya çıkan ürün, tek bir ulusun mirası değildir. Tüm uluslar bu mirastan yararlanabilir.
İnsanlar ortak mirasın korunmasında duyarlı olarak, tüm insanlığa yarar sağlamalıdır.
Ortak mirası korumak, geliştirmek ve nesillere aktarmak gereklidir.
Ortak Mirasa Nasıl Katkıda Bulunuruz?
Ortak mirasa katkıda bulunulması ve korunması tüm insanlığın görevidir. Ortak mirasa katkıda bulunmak dünyada yaşanan sorunların çözümüne de katkı sağlar.
Günümüzde insanlık ortak mirasa daha da katkıda bulunarak eşitlik anlayışını geliştirmeye çalışmakta ve insanlık için sorun olan birçok olaya bilimsel çözümler getirmektedir.
Ortak mirasın korunması amacıyla da dünyada birçok müze ve kütüphane kurulmuştur. Buralarda geçmişteki ortak mirasın ürünleri sergilenmekte ve insanlığın hizmetine sunulmaktadır.
Ortak mirasın korunmasında faaliyet gösteren önemli kuruluşlardan birisi de Dünya Anıtlar Vakfı'dır. Bu kuruluş tarihî alanları belirlemekte ve korunması için çeşitli önlemler almaktadır.
Günümüzde üretilen teknik araçlar ve bilgisayarlarda ortak miras ürünleri kayıt altına alınıp kopyaları saklanmaktadır. Bilgisayarlar istenilen bilgiye daha kolay ve çabuk ulaşılmasını sağlamaktadır.
Ortak mirasın korunmasında devletlerin yasal düzenlemeler yapması ve bu konuda vatandaşlarına küçük yaşlardan itibaren eğitim verme& de oldukça önemlidir.
Ortak mirasın korunmasında en önemli etken mirasa bilinçli olarak katkıda bulunulması ve eğitimdir.
Dünya Miras Listesindeki Doğal ve Kültürel Varlıklarımız
1. İstanbul'un Tarihi Alanları
2. Göreme ve Kapadokya Milli Parkı
3. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası
4. Hattuşaş (Boğazköy)
5. Nemrut Dağı
6. Xanthos - Letoon
7. Pamukkale - Hierapolis
8. Safranbolu şehri
9. Truva Arkeolojik Kenti